Amphibian'ın hikayesini anlatacağım, baya ilginç buldum çünkü.
Şu videodan çevirip yazdım (https://youtu.be/wPmyAJkt3JY?si=nGU-Bvy5xrgynITo)
1960’ların başında Sovyet Savunma Bakanlığı, Vostok'un Chistopol'daki (çistay, tataristan) fabrikasına özel bir görev veriyor. Donanma için, özellikle batık denizaltıların kurtarılması gibi görevlerde kullanılmak üzere, profesyonel bir dalış saati geliştirilmelidir. Bu saat yalnızca suya dayanıklı olmakla kalmayacak, aynı zamanda çok düşük ve çok yüksek sıcaklık, basınç değişimleri ve darbeye karşı da güvenilir olacak. Aynı zamanda ucuz ve üretim maliyeti ucuz olacak ama paslanmaz çelik olacak. Vostok fabrikası o tarihlerde genelde pirinç gövdeli saatler ürettiği için daha önce çelik ile çalışmayı deneseler de cihazlarına zarar vermiş, çekiniyorlar bundan. En önemlisi ise, batılı hiçbir patent içermiyor olacak ki her üretim başına ücret ödemesinler.
Bu görev için, Vostok’un deneyimli mühendisleri Mikhail Novikov ve Vera Belova görevlendiriliyor.
İlk olarak, batılı saat üreticilerinin o dönemdeki dalış saatlerini detaylıca incelemek oluyor. Özellikle Rolex Submariner, Blancpain Fifty Fathoms. Ancak bu saatlerde bazı problemler göze çarpar. Öncelikle, çoğu Batılı dalış saati yüksek su geçirmezlik sağlamak için karmaşık conta sistemleri kullanmaktadır. Bu contalar zamanla bozulabilmekte, bakım maliyeti artmakta ve saatler yeniden su geçirmezlik testine sokulmadıkça güvenilirlikleri düşmektedir. Ayrıca, kasa kalınlıkları sabit tutulduğu için yüksek basınç altında camla kasa arasında fazla gerilim oluşmakta, bu da contanın görevini zorlaştırmakta veya saatin sızdırmazlığını riske atmaktadır. Pek çok model, derin su testlerinde yalnızca kısa süreli kullanım için uygun görülmekte ve düzenli bakım gerektirmektedir.
Sovyet mühendisleri, bu sorunları göz önünde bulundurarak başka bir yaklaşım benimser. Bu noktada Novikov’un en büyük buluşu, camın ve kasanın basınca karşı esneyerek çalışmasını sağlamaktır. Amphibia’nın akrilik camı, dalış derinliği arttıkça içeriye doğru hafifçe esneyerek contanın üzerine daha fazla baskı uygular. Böylece dış basınç, saatin zayıf noktası değil, bizzat su geçirmezliğini artıran bir faktör haline gelir. Bu basit fikir, saatin tasarımının temelini oluşturur. Aynı şekilde arka kapak için de fark ettikleri problem o tarihteki dalış saatleri arka kapak contasının üzerine çevrilerek kapatıldığı için neredeyse fabrikasyondan sonra birdaha asla aynı sızdırmazlık seviyesinin yakalanamıyor olması, çünkü az sıktıkları zaman kapağı su alıyor, çok sıkınca da O ring e zarar veriyor. Onlar da çözüm olarak geleneksel tek parça vidalı sistemler yerine çift parçalı, “bayonet” adı verilen bir sistem geliştirilir. Bu sistem, kasanın arka kapağı üzerine binen basıncı dağıtmasını sağlıyor ve contayı daha etkin şekilde sıkıştırır. Böylece, saat derin suya indikçe kendi yapısal bütünlüğü sayesinde daha sıkı hale geliyor. Bir diğer nokta ise, Submariner'daki crown un etrafında korumak için yapılan çelik çıkıntıların darbe sonrası o kadar da işe yaramadığını görüp, vidalı crown sistemini uyguluyorlar (ama ilk burada mı o, onu anlamadım)
Batılı saatlerde cam genellikle sert mineral ya da safir camdır, bu çizilmelere karşı dayanıklıdır ama kırılganlığı yüksektir. Sovyetler ise akrilik camı tercih eder. Akrilik cam çizilebilir ancak kolaylıkla polisajla eski haline getirilebilir ve darbe emici özelliği sayesinde çatlamaya karşı çok daha dayanıklıdır. Bunu da submarinerları test ederlerken farkediyorlar.
Tüm bu mühendislik çözümleri, saati hem üretimi ucuz hem de sahada kolay bakımı yapılabilir hale getirir. 1967’de ilk Amphibia prototipi hazırlandığında, su geçirmezlik testlerinden başarıyla geçer ve 200 metre derinliğe kadar sızdırmazlığı onaylanır. Aynı yıl seri üretime geçilir. “Amphibia” adı da fabrika içerisinde bir yarışma ile belirleniyor, hem karada hem suda işlev gören amfibik araçlardan ilhamla.
1975'de kozmonot Georgy Grechko Soyuz 17'de Salyut 4 uzay istasyonuna giden ilk uzun uçuşta Vostok Amphibia takmış, dönüşte de Vostok fabrikasına teşekkür mektubu göndermiş. Bu da çok ilginç bir bilgi.
Bunu da Novikov'un bir röportajını yazan bir linkten buldum.
"Vostok Amphibia dışarıdan bakıldığında sıradan bir saat gibi görünebilir. Ancak gerçekte içindeki neredeyse her parça özgün olarak tasarlanmış ve ciddi bir mühendislik emeği gerektirmiştir. Örneğin camı, ilk bakışta fark edilmese de özel bir kontura sahiptir. Bu cam, cm² başına 20 kilogramlık bir basınca dayanacak şekilde üretilmiştir. Bu, bir araba lastiğinin yola uyguladığı basınçtan kat kat fazladır. Bu düzeydeki basınç altında cam 0.5 mm’ye kadar esner. İçe doğru eğilirken aynı zamanda hafifçe düzleşir; hem kasayı daha sıkı yalıtmalı hem de saniye koluna temas etmemelidir. Düz camlar için bile böyle bir eğimi hesaplamak zorken, Amphibia’nın bu özel şekilli camı için bu daha da karmaşıktır.
Amphibia aynı zamanda vidalı kurma kolu (crown) gibi donanımları ilk kez barındıran modellerden biridir (bu da posttaki soruma cevap oldu). Dalıştan önce bezeldeki "0" noktası dakika koluyla hizalandığında, dalış süresi daha sonra disk üzerindeki sayılardan kolayca okunabiliyordu. Bu özellikler Komandirskie modellerine ancak 1990’larda eklenmiştir.
Arka kapakta da önemli bir fark vardı. Sıradan saatlerde bu parça genellikle 0.5 mm kalınlığındayken, Amphibia’da 1 mm kalınlığında üretilmişti. Ayrıca bu kapağı tutan vida da özel olarak güçlendirilmişti. Bu detaylar, saatin sadece derin suya dayanıklı değil, aynı zamanda uzun ömürlü olmasını da sağlamaktaydı.
Amphibia’nın geliştirilmesinden sonra, uluslararası dalış saati standartları Sovyet mühendislerin önerisiyle güncellendi. Yeni eklenen maddeye göre, su altında kurma koluna veya düğmelere dik açıyla baskı uygulanması halinde bile saatin su sızdırmaması gerekiyordu. Amphibia bu gerekliliği zaten karşılıyordu
Saat, Kuzey Denizi’nde düzenlenen bir donanma tatbikatında zorlu koşullar altında test edildi. Tatbikatta, bir denizaltı 120–130 metre derinliğe inerek bir kaza durumu simüle edildi. İki kurtarma gemisi, bir yüzer vinç, dalış çanları, dekompresyon odaları ve bir dalgıç ekibi bu operasyonda görev aldı. Dalış çanı gemiden indirilip denizaltıya kenetlendi ve dalgıçlar buradan yukarı taşındı. Altı kişilik bir mürettebat bu tatbikata katıldı. Derinlikte çalışan dalgıçlar, bu test süresince Vostok Amphibia saatlerini kullandı. Hem tatbikat hem de saatlerin performansı başarıyla sonuçlandı.
Her ne kadar bu saatler ekstrem derinlikler için tasarlanmamış olsa da, 100 metreyi aşan koşullarda bile başarıyla çalıştı. Gerçek şu ki, bu derinlikte ağır ekipmanlarla çalışan profesyonel dalgıçlar için saate bakmak neredeyse mümkün değildir; genellikle telsizle yönlendirilirler. Ancak Amphibia, tüplü dalgıçlar ve özel kuvvet yüzücüleri için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir."